Asasabonsam - Demir dişlere ve insan görüntüsüne sahip olan yaratık. Ormanda yaşar ve avlanır avını yakalamak için kanca şeklinde elini ve ayaklarını kullanır.
Aswang - Gündüz insan geceyse vampir olan çok güzel bir kız olarak tasvir edilir. Avlanacağı zaman büyük bir kuşa dönüşür ve içi boş olan dilini kurbanlarının boğazına sokarak kanlarını içer.
Asema - Gündüzleri yaşlı birine benzeyen Asema gece büyük ve parlak bir mavi ışık kütlesi yayarak avlanır.
Baobban Sith - Kadın karga ve kuzgun kılığına girebilen kötü perilere verilen isimdir. Erkekleri baştan çıkararak kanlarını içerler.
Bas - Genellikle domuz kanıyla beslenen bir yaratıktır. Medeniyetten uzak durmayı tercih etse de zaman zaman insan kanı içtiği de söylenir.
Chiang Shih - Bir ışık kütlesi şeklini alan ve insan kanı içen ölü yaratıklar.
Cihuateteo - Bembeyaz teni ve siyah saçları olan ve geceleri çocuklara saldıran vampir kadın.
Dearg-Du - Bu vampirleri durdurmanın tek yolu mezarlarının uzerine çok ağır taşlar koymaktır.
Ekiminu - Yarı vampir yarı hayalet olan bu varlıkların görünmezlik özelliği olduğundan çok kolay saldırabilirler. Ahşap silahlarla öldürülebildikleri söylenmektedir.
Kappa - Su kenarlarında yaşayan bu vampirler hayvan kanıyla beslenirler.
Lamia - Yunanlıların Lilith'i diyebiliriz. Altı yılan üstü ise insan formunda olan Lamia kurbanlarını daha çok çocuklardan seçer.
Lamiai - Çok güzel ve etkileyici bir kadın görünümündeki Lamiai erkekleri baştan çıkarıp kanlarını içiyordu.
Liderc - Lidérc - Vampirden çok Incubus olan bu türün bir çok dişi erkek hayvan biçimleri vardır.
Loogaroo - Şeytana götürdüğü kan sayesinde kendisine büyü yeteneği verilmiş olan bu cadı vampirbedeninden çıkıp ışık kütlesine dönüşme özelliğine de sahipti.
Nora - Şiddetli bir biçimde ölüp intikam için geri dönen ruhlar.
Penanggalan - Kafasını elinde taşıyan ve bebek ile annelerini avlayan vampir.
Polong - 3 santimlik boylarıyla oldukça küçük varlıklar olan Polonglar cadılara kan karşılıgında hizmet ederlerdi.
Rakshasa - Mezarlıkta yaşayıp büyüler yapan iblisler olarak tasvir edilirler.
Redcaps - Eski şato ve köşkleri ele geçirerek oraların ruhları haline gelirler ve evde yaşayanların kanlarından beslenirler.
Succubus (dişi) / Incubus (erkek) - Karşı cinslerin rüyalarına girip birlikte olarak sağladıkları enerjiyle beslenen varlıklar. Eve davetsiz girip başka bir formda görünebilirler. Kurban olanları sadece bir rüya olarak algılar.
Tenatz - Ölmüş insanların bedenlerini ele geçirip ruhlarını alırlar uyuyan insanların kanlarını içerler. Geceleri mezarlıklara girdiklerinde farelere dönüştükleri söylenir.
Upierzci - Dillerinin altıntaki iğneyle kurbanlarının kanlarını içerler. Sadece yakılarak yokedilebilir ve yakıldıklarındaysa bir sürü sürüngen ve kemirgene dönüşen parçalara ayrılırlar. Eğer bu parçalardan herhangi birisi kaçarsa bu vampirin geri dönerek intikam alacağı anlamına gelirdi.
Asasabonsam (Batı Afrika) Demir dişlere ve insan görüntüsüne sahip varlık. Ormanda yaşar ve avlanır. Avını yakalamak için kanca şeklindeki ayaklarını kullanır.
Aswang (?) Gündüz insan, gece vampir olan çok güzel bir kız olarak tasvir edilir. Kan içeceği zaman büyük bir kuşa dönüşür ve kanı, sivri ve içi boş dilini kurbanının boğazına saplayarak içer.
Asema (Güney Afrika) Gündüzleri yaşlı biri görüntüsünde olan varlık, geceleri mavi bir ışık kütlesine dönüşür ve avlanır.
Baobban Sith (İskoçya) Kız, karga veya kuzgun kılığına girebilen kötü perilerdir. Erkeklerin aklını başından alıp kanlarını içerler.
Bas (Malezya) Genellikle domuz kanıyla beslenen bir varlıktır. Medeniyetten uzak durmayı tercih etse de, zaman zaman insan kanıyla da beslendiği söylenir.
Brahmaparusha (Hindistan) Kafasını çevreleyen bağırsaklar ve içinden kan içtiği kurukafa ile tasvir edilir.
Chiang Shih (Çin) Bir ışık kütlesi larak tasvir edilen ve insan kanı içen ölülerdir.
Cihuateteo (Aztec) Geceleri çocuklara saldıran, bembeyaz bir tene sahip kadın görüntüsündeki varlık.
Dearg-Du (İrlanda) Hakkında çok az şey bilinen bu varlıkları durdurmanın yolu, mezarlarının üzerini çok ağır taşlarla kapatmaktır.
Ekiminu (Assyrian) Yarı vampir, yarı hayalet bir yaratıktır. Görünmez olabilirler ve insanlara saldırırlar. Ahşap silahla öldürülebildikleri söylenir.
Kappa (?) Yeşil-sarı bir tene sahip yuvarlak gözlü çocuk görüntüsündeki varlık. Su kenarlarında, suya yaklaşan canlıları içeri çekip tüm kanlarını anüslerinden içmek suretiyle beslenir.
Kathakano (Crete)
Lamia (Yunanistan) Yarı insan, yarı hayvan görüntüsündeki varlık. Üst tarafı insanken, alt kısmı çoğunlukla yılan formundadır. Kurbanlarını yer ve kanını içer.
Lamiai (Libya) Küçük çocukların kanlarıyla beslenen bir varlık. Aynı zamanda, genç erkekleri kendine çekebilmek için güzel kız formuna da girebilir.
Langsuyar (Malezya) Ağaçlarda yaşayan ve çocukların kanını emen bir varlık.
Lidérc (Macaristan) İnsan, hayvan veya ışık görüntüsünde olabilen bir varlık. Loogaroo (Haiti) Şeytana götürdüğü kan karşılığında büyü gücüne sahip olan yaşlı kadın formundaki varlık. Bedeninden çıkarak ışık formunda dolaşabilme yeteneğine de sahiptir.
Nosferatu (Slav)
Mulo (Gypsy)
Nora (Macaristan) Şiddetli bir biçimde ölüp, intikam için geri dönen ölüler.
Obur (Bulgaristan) Yüksek sesler çıkaran ve eşyaları yerinden oynatabilen kan içici bir varlık.
Pelesit (Malezya) Genelde Polong ile birlikte hareket eden bir varlık.
Penanggalan (?) Kafasını elinde taşıyan; yeni doğmuş bebeklerin ve annelerinin kanını emen kadın.
Pisachas (Hindistan) Et yiyen öfkeli varlıklar.
Polong (Malezya) 3 cm boyunda olup cadılara hizmet eden kadınlar. Cadıdan alınan günlük kan karşılığında hizmet ederler.
Pontianak (Malezya) Baykuş görünümüne dönüşen yeni doğmuş çocuk.
Rakshasa (Hindistan) Mezarlıkta yaşayan ve büyüler yapan iblisler olarak tasvir edilirler. Yarı insan - yarı hayvan olarak tasvir edilirler.
Redcaps (İskoçya) Eski şatoları ve evleri ele geçiren ruh. Ele geçirdiği yerde kalan kişiyi rahatsız ettiği ve kanından almaya çalıştığı söylenir.
Blow Çobanı: Bir zamanlar Blow kasabasında yaşayan bir çoban, bilinmeyen bir nedenden ötürü ölür ve gömülür. Gömülmesinden birkaç gün sonra, geceleri ortaya çıkmaya ve önüne gelen herkese saldırmaya başlar; ve saldırdığı herkes 8 gün içinde ölür. Gece baskınlarının sayısı artınca, halk çobanın mezarını açar ve kalbine bir kazık saplar tekrar kapatırlar. O gece, çoban çok daha öfkeli ve saldırgan olarak tekrar ortaya çıkar - elinde kalbine saklanan kazıkla birlikte. Artık çok korkmuş olan halk, ertesi gün cesedi mezarından tekrar çıkarır ve ateşe verir.
Arnold Paul: 1700 yılında Medvegia'da doğmuştur. 1727 yılında genç bir asker olan Arnold Paul, Belgrad civarındaki kasabasına geri döner ve askerliği boyunca biriktirdiği parayla bir ev alıp evlenir. Arnold'un üzerinden asla atamadığı melankoninin sebebini uzun bir süre boyunca merak eden karısına Arnold en sonunda gerçeği açıklar ve askerliği sırasında uzak bir kasabada boynunu ısıran ve kanını emmeye çalışan bir vampirle mücadele etmek zorunda kaldığını söyler. Vampiri mezarına kadar takip edip onu öldürmeyi başardığını, ve bir vampire dönüşmemek için söylentilerden öğrendiği gibi vampirin mezar toprağından yediğini, kanından içtiğini ve yaralarını vampir kanıyla yıkadığını itiraf eder. Bu itiraftan sadece birkaç gün sonra, Arnold oldukça yüksek bir saman yükünün tepesinden düşer ve 3 gün sonra can verir. Gömülmesinden bir ay sonra köy halkı, Arnold'un geceleri dolaşırken görüldüğünü söylemeye başlar. Onunla direkt temasa geçen kişilerse birkaç gün geçmeden ölürler. Birkaç gece saldırısının ardından, konu yetkililere iletilir. Arnold'un mezarı açıldığında bedeninin hiç bozulmadığı ve dudağının kenarlarında taze kan kalıntıları bulunduğu görülür. Arnold'un kalbine bir kazık saplanır ve Arnold yüksek sesle haykırır; bunun üzerine bedeni yakılır. Aynı işlem, Arnold'un saldırısı sonucu öldüğü söylenen kişilerin bedenlerine de uygulanır. Olaydan beş sene sonra, 1731 yılında, aynı bölgede gece saldırıları tekrar başgösterir. 3 ay işçinde 17 kişi saldırıya uğrar. Yetkililer tarafından ifadeler doğrultusunda açılan bir takım mezarlarda vampirlere rastlanır. Bu yeni vampirler de yakıldıktan sonra, bölge tekrar huzura kavuşur. Bu olay hakkında aralarında askeri doktorlar ve yöneticilerin de bulunduğu tanıkların verdiği ifadeler, bir takım dosyalarda hala saklanmaktadır.
Peter Plogoyowitz: Kisolova adındaki bir Macaristan kasabasında yaşayan Peter Plogoyowitz, ölümünden 3 gün sonra geceyarısı kasaba sokaklarında yürürken görülür. Zaman içinde Peter, insanlara saldırmaya ve 24 saat içinde ölmelerine neden olmaya başlar. Bu olaylar üzerine yetkililere başvuran kasaba halkı, Peter'in cesedinin incelenmesi için gereken izni alır ve mezarı açarlar. Peter'in cesedinin bozulmamış bir halde olduğunu gören halk, kalbine bir kazık saplar ve taze kanın her yere fışkırmasını hayret ve korkuyla izler. Peter'in bedeni yakıldıktan sonra, kasabadaki kabus biter.
Son derece güçlü varlıklar olan vampirlerin zayıf yönleri de vardır. Jenerasyonlar boyunca gittikçe incelen kan sebebiyle, zayıflıklarda da artış görülmüştür. Gün Işığı: Caine'den beri süren lanet sebebiyle, vampirler gün ışığına çıkamaz.
Ateş: Yeterince uzun süre yanan bir vampir ölür. (Güneş ışığı, çok daha çabuk olmakla birlikte, vampirler üzerinde aynı etkiyi yapmaktadır.)
Sarımsak: Koku ve tad alma duyuları son derece hassa olan vampirler, sarımsaktan nefret ederler.
Gümüş: gümüş madenine karşı alerjileri vardır. Gümüş ile karıştırılmış titanyumun da aynı etkiyi yarattığı söylenir; daha hafif ve sağlam bir madde olan titanyum, bu amaç için tercih edilebilir.
Kazık: Kalbe saplanacak gümüş veya ahşap bir kazık, bir vampir için son derece tehlikeli olabilir.
Haç: Hıristiyan haçının vampirleri geri püskürttüğü söylenir. Burada önemli olan şey, haçın kendisinden ziyade onu elinde taşıyan kişinin inancıdır.
Kutsal Su: Kutsal suyun vampirler üzerinde ateş etkisi yarattığı söylenir. Haçta olduğu gibi, kutsal suda da önemli olan şey duayı okuyan ve suyu kullanan kişinin inancıdır.
Ölü Kanı: Vampirler, ölmüş varlıkların kanını içemezler.
Vampirler, hiyerarşiye çok önem veren varlıklardır. Camarilla birliği, bu konuda kendi içinde son derece gelişmiş bir sistem kurmuştur.
Prince
Vampirlerin yaşadığı bölgeler, çeşitli sınırlarla bölünmüştür. Her bölüm, bir prince tarafından yönetilir; bir prince ise, en yaşlı vampirler tarafından seçilir. Bir prince tarafından yönetilen her bölüme "Domain" adı verilmektedir. Yabancı bir Domain'de izinsiz avlanırken yakalanan bir vampir, prince tarafından cezalandırılabilir.
Domain prensleri, genellikle Ventrue veya Toreador klanı üyelerinden seçilir. Ancak, yer yer Brujah, Nosferatu, hatta Malkavian prenslerine dahi rastlanmıştır.
Bir prince, kendi Domain'i çerçevesinde tam yetkiye sahiptir. Av sınırlarını çizebilir, belli bölgeleri kanın yasak olduğu nötr alanlar ilan edebilir. Camarilla'nın 6 ilkesini ihlal eden vampirleri kendi bölgesinde avlayabilir.
Prince hakimiyet alanlarının sınırları genelde şehirlerle çizilmiştir. Mesela; Paris'in, Chicago'nun, Atlanta'nın ayrı ayrı prince'leri vardır. Bir prince söz konusu bölgede asırlardır yaşamış vampirlerden seçilmiş olduğundan, bölgesinde neler olup bittiğini herkesten daha iyi bilir.
Primogen
Her "Domain"de, prince'e yardım etmek amacıyla kurulmuş bir de primogen grubu vardır. Bu grup, çeşitli ırkların yaşlılarından oluşan bir meclistir. Bir Domain'de prince'in sözü emir sayılsa da, başarısız prince'lerin Primogen'i tarafından yok edildiği tarihte görülmüştür.
Elder
300 yıldan daha uzun süredir yaşayan vampirlere verilen addır. Bir elder, yaşadığı süre zarfında birçok güç kazanmıştır ve son derece ölümcül ve tehlikelidir.
Ancillae Elder'ların bir alt sınıfıdır. Genellikle 100-300 yıldır yaşayan vampirlerdir; ancak büyük başarılar gösteren daha genç vampirlere de bu sıfat verilebilir. Genellikle Elder'larına hizmet etmekle uğraşırlar. Kendi aralarında güç savaşları olsa da, bu savaşlar Elder'lar arasındaki savaşlardan çok daha zayıftır.
Neonate
Vampir ırkının tabanını oluşturan sınıftır. Bir asırdan daha kısa süredir yaşayan vampirlerdir.
Vampir klanları, dünyanın dört bir yanına dağılmaya başlar. Ancak, oluşan her yeni vampir jenerasyonu, bir öncekine göre daha güçsüz olur. Zaman içinde, klanlar arasında güç rekabeti ve savaşlar başgösterir; ve günümüzde hala devam eden bir vampir cihadı başlamış olur.
Ortaçağın ilk yıllarında kendilerini iyiden iyiye açığa vuran vampirlerin nüfusu tedirgin edici boyutlara ulaşır. Halkın bu konudaki fısıltıları kiliseye kadar ulaşır. Oluşturulan gizli örgütler vampirlere karşı büyük bir savaş açar. Vampirlerin en zayıfı dahi insanların en güçlüsünden kat kat daha güçlü olmasına rağmen sayıca üstün olan ve gündüzleri de savaşabilen insanlar, birçok vampiri ortadan kaldırır.
Yaşlı vampirler tarafından "kurban edilecek koyun" gözüyle bakılan genç vampirler, büyük bir ayaklanma çıkarırlar. Doğu Almanya'da bir grup genç vampir, yaşlı vampirlerin kendilerini kontrol etmesini sağlayan büyüyü kırmanın bir yolunu keşfeder. İnsanlar ve iç çatışmalar sebebiyle darbe üzerine darbe yiyen vampir ırkının soyu tehlikeye girer.
Bunun üzerine 15. yüzyılda, tüm klanların tesilcilerinin katılacağı bir toplantı düzenlenir. 13 klanın 7'sinin katıldığı bu toplantıda, Camarilla adı verilen bir birlik kurulur. Sayısal üstünlüğe sahip olan Camarilla birliği içsel ayaklanmaları kolaylıkla bastırır. Ve klanlar savaşlara başlar.
Dünya tarihine bakacak olursak, vampirlere dair ilk yazılı kayıt William of Newburgh tarafından tutulmuştur. 12. yüzyılda yaşamış olan William, ölen bazı kişilerin, geceleri insanlara saldırmak üzere geri geldiklerini anlatan bir takım metinler yazmıştır. Yazmış olduğu metinlerde, bu gece yaratıkları Sanguisuga (kan emici) diye tanımlanmışlardır. Ancak vampirlerin geçmişi çok daha eskiye, ta yaradılışa dayanmaktadır.
Kutsal musevi metinlerinde, yaratılış şu şekilde tasvir edilir: 27 So God created man in his own image, in the image of God created he him; male and female created he them. 28 And God blessed them and God said unto them, Be fruitful and multiply and replenish the earth and subdue it. (Genesis 17-28) Vampir metinlerinde, ilk yaratılan kadının Eve değil, Lilith olduğu söylenir. Lilith, kendisine yüklenmiş olan üreme görevi dolayısıyla kendisini aşağılanmış hisseder ve Adam ile aynı seviyede olması gerektiğini haykırarak isyan eder. Adam onun isyanına karşı kayıtsız kalınca iyice sinirlenen Lilith, Tanrı'nın kutsal adını yüksek sesle haykırarak ortadan kaybolur. Lilith'in gidişi üzerine Tanrı Eve'yi toprak yerine Adam'ın kaburga kemiğinden yaratır; bu şekilde Eve isyankar değil sadık olur. Lilith ise, Kızıldeniz civarında bir yerde lanetlenmiş ve şeytani bir şekilde yaşamaya devam eder; kendi şeytani çocukları iyi-kötü arasındaki savaşlarda öldürülükçe o da çocuk öldürür.
Genel anlamıyla vampir terimi, hayatını sürdürmek için insanların kanını emen insanımsı varlıkları tanımlamak için kullanılır.
İnsanın kanını tamamen emen bir vampir, onun ölümüne yol açabilir. Ancak, vampir kanını içtiği kimseye kendi kanından da içirecek olursa, kurbanı da bir vampire dönüşür. Bu, 1-2 haftalık bir transformasyon sürecidir ve süreç sonunda kanı kullanmayı öğrenmiş olarak kendisini seçen vampirin ait olduğu klana katılır. Vampirleri güçleri, kanlarındadır. Bir başka vampirin kanını içen bir vampir, onun güçlerine sahip olabilir; bu yüzden, hiçbir vampir bir diğerine tamamen güvenemez.